DEÜ'lü akademisyenden tepki: Bilgisizlik ve umursamazlık

Dokuz Eylül Üniversitesi(DEÜ) bünyesinde açılacak Büyük Deney Hayvanları Araştırma Laboratuvarına yönelik iddiaları yalanlayan DEÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Yılmaz, kamuoyunu manipüle etmeye yönelik tutum ve davranışlara tepki gösterdi. Aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarında deneysel faaliyetlerin kritik öneme sahip olduğunu belirten Yılmaz, “Araştırma üniversitesi olarak, hem insan hayatını yüceltmeye hem de sorumsuzca davranan insanlarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Maalesef bilgisizlik ve umursamazlık sürekli karşımıza çıkıyor. İlacın olmadığı yerde tedaviden söz edilemez, bunu unutmamamız gerekiyor” diye konuştu. 

Tıp ve sağlık bilimleri alanında Türkiye’nin sayılı kurumlarına ev sahipliği yapan Dokuz Eylül Üniversitesi(DEÜ), aşı ve ilaç geliştirme faaliyetlerini bir adım ileri götürecek Büyük Deney Hayvanları Araştırma Laboratuvarı’nı açmaya hazırlanırken; aynı zamanda kamuoyunu yanıltıcı söylemlerle de mücadele ediyor. Sahte içerik ve iddialarla toplumun nezdinde DEÜ’nün itibarını zedelemeyi arzulayan yapıların olduğunu ifade eden DEÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Yılmaz, ortaya atılan senaryolara tepki gösterdi. İnsana ve bütün canlılara ‘yaşam hakkı’ noktasında saygı gösterdiklerini belirten Yılmaz, deneysel hayvan çalışmalarının suiistimal edilmesinden büyük üzüntü duyduklarını söyledi. 
Modern tıp uygulamalarının canlıların yaşam hakkına öncelik verdiğini ancak bir takım kişi ve yapıların bunu, eleştirmeye kalktığını açıklayan Yılmaz, “Araştırma üniversitesi olarak, hem insan hayatını yüceltmeye hem de sorumsuzca davranan insanlarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Maalesef bilgisizlik ve umursamazlık sürekli karşımıza çıkıyor. İlacın olmadığı yerde tedaviden söz edilemez. Biz, buradaki araştırmalarda, ne ticaret yapmayı ne de hayvanlar üzerinde iddia edildiği gibi vahşi yöntemler uygulamayı hedefliyoruz. Zaten böyle bir şey de nasıl söylenir? Bunu anlamak gerçekten mümkün değil… Rica ediyoruz; insanlar bilmediği, anlamadığı ya da idrak etmediği süreçlerle ilgili yorum yapmasın çünkü bu durum, bilime ve saygın kurumlara zarar veriyor ” diye konuştu. 
Sözü edilen projenin Kalkınma Bakanlığı’nın 2015’deki ‘Büyük Deney Hayvanı Araştırma Altyapı’ çağrısı kapsamında desteklendiğini hatırlatan Yılmaz, “Süreci, başından itibaren titizlikle takip ediyoruz. Konuyla ilgili de defalarca açıklama yaptık. Günümüzde aşı, ilaç, biyo-malzeme ve biyo-materyal gibi birçok tıbbi ürün ve cerrahi teknik uygulama, deneysel hayvan araştırmaları sonucunda kullanılabilir duruma gelmiştir. Bilim insanları araştırma soruları ve hipotezlerini test etmek için farklı bilimsel araştırma yöntemlerini kullanmaktadır. Translasyonel tıp araştırmalarında yerine konulmaz durumda olan deneysel hayvan araştırma yöntemleri, sadece insanlar için değil hayvanlar için de gereklidir. Bugün enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan antibiyotikler, salgın hastalıkların önlenmesinde kullanılan aşılar ve cerrahi teknikler, hem insan hem de hayvanların faydası içindir. Bu gerçeklik, daha net nasıl anlatılabilir?” dedi.

“AMAÇ BAĞCIYI DÖVMEK”
Birey ve toplum sağlığını ilgilendiren konularda deneye dayalı akademik araştırma ve incelemeler yapmanın zorunlu olduğuna işaret eden Yılmaz, “Önemli olan etik ve yasal süreçleri dikkate almak ve çok yönlü düşünebilmek. Salgın ile mücadelenin başarıya ulaşması için aşı ve ilaç çalışmalarına ihtiyaç duyuluyor; öyle değil mi? Deneysel çalışmalara tepki gösterenler bunu nasıl izah etmeyi düşünüyorlar? Buradaki amaç belli ki, üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Yaşadığımız anlamsız diyaloglar, bu yaklaşımımızı doğruluyor. Biz insan sağlığını ve ulusal sağlık politikalarını ön plana alan çalışmaları yürütüyoruz. Bu çocuk oyuncağı değil; biz de burada kum havuzu açmıyoruz” diye konuştu. 

“DAHA HASSAS DAVRANILMALI”
Hizmete alınacak laboratuvarın ilgili mevzuata ve izinlere tabi olarak çalışacağını aktaran Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, araştırma üniversitemizde, akademik faaliyetler yürütüyor; bölgesel ölçekte sağlık hizmeti sunuyoruz. Hatta, Rektörlüğümüz öncülüğünde deprem bölgesinde vatandaşlarımız için sağlık çalışmaları yürütüyoruz. Hal böyleyken; aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarını görmezden gelmeyi; hayvanların sokak biliminin malzemesi yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bu konuda daha hassas davranılması ve doğru dilin kullanılması gerektiğini düşünüyoruz. Sonuçta, insanların ilaç bekleyen bebeklerin ve çocukların olduğunu da anlaması gerekiyor. O yüzden bu iddiaları ortaya atanları, sağduyulu ve mantıklı davranmaya davet ediyoruz.”