PATRONA VE ZORBAYA DİZ ÇÖKMÜYOR, HERKESİ 1 MAYIS'A ÇAĞIRIYORUZ!

"Patrona, zorbaya diz çökmüyoruz. 1 Mayıs'a çağırıyoruz" başlıklı açıklamada, "Bir avuç patron zenginliğine zenginlik katsın diye oluyor tüm bunlar. İşçi sınıfının elinde bir yarın umudu bile bırakmıyorlar. Bu umurlarında bile değil. Arsız ve aç gözlü bir avuç patron memleketi yağmalıyor, doğayı talan ediyor, işçilerin payına kölelik ve yoksulluk düşüyor" denildi. 'Karanlığı dağıtmak, sömürü ve eşitsizliğe karşı durmak için TKP saflarına' Açıklamanın tamamı şöyle: "Zor günlerden geçiyoruz. Öfkeliyiz. İçinde yaşadığımız düzene, bu düzeni temsil edenlere öfkeliyiz. Büyük bir yoksulluk yaşıyoruz. Benzerine belki ancak savaş gibi olağandışı koşullarda tanıklık edeceğimiz bir yoksullaşma bu.   Sömürü koşulları her geçen gün ağırlaşıyor. Çocuk-yaşlı demeden, kadın-erkek demeden emeğimizi, alın terimizi, yıllarımızı, canımızı alıyorlar bizden. Yaşamak, daha huzurlu ve güzel bir yaşam sürebilmek, yarınlarımızı güvence altına alabilmek için çalışan işçilere açıkça kölelik koşullarını dayatıyorlar.   Bir avuç patron zenginliğine zenginlik katsın diye oluyor tüm bunlar. İşçi sınıfının elinde bir yarın umudu bile bırakmıyorlar. Bu umurlarında bile değil. Arsız ve aç gözlü bir avuç patron memleketi yağmalıyor, doğayı talan ediyor, işçilerin payına kölelik ve yoksulluk düşüyor. İşçi sınıfının memlekete ve toplumsal yaşama dair söz hakkının olmadığı bir Türkiye isteniyor. Uluslararası tekellerin, holdinglerin ve tarikatların at koşturduğu bir Türkiye isteniyor. Türkiye’nin sahip olduğu, halkın alın teri ile yarattığı tüm zenginliklerin üzerine çöküyorlar. Sömürü ve eşitsizliğe dayanan bir düzen bu. AKP bu eşitsiz düzeni temsil ediyor, bu düzen sürsün, daha da güçlensin diye hükümet ediyor. AKP’nin zorbalığı tam da bu yüzden. Bu sömürü, bu yağma ve talan devam etsin diye. Adaletin ayaklar altına alınması, kendi koydukları hukukun hiçe sayılması, halkın seçme ve seçilme hakkının gasp edilmesi bu yüzden. Hepsi bu sömürü ve yağma düzeni sürsün, daha da güçlensin diye. Kimse bu tabloyu sorgulamasın, işçilerin söz hakkı olmasın istiyorlar. Bu yağma ve sömürü düzenini temsil eden AKP hükümeti önünde bizleri diz çökmeye zorluyorlar. Bize, işçi ve emekçilere dayatılan bu karanlık tabloyu kabul etmiyoruz. Yaşamımızı, memleketimizi çalan bu zorbalara öfkemiz büyük. Bilsinler ki, diz çökmüyoruz. Patronların, zorbaların önünde diz çökmüyoruz. Şimdi bu öfkeyi büyütme, örgütlü bir güç haline getirme zamanıdır. 1 Mayıs’ta emekçiler karanlığı dağıtmak, sömürü ve eşitsizliğe karşı durmak için Türkiye Komünist Partisi saflarında yan yana geliyor. Laik, bağımsız, egemen bir ülke isteyenleri, Türkiye’nin tüm Cumhuriyetçi birikimini, emperyalizme ve NATO’ya karşı duranları, sosyalizmi ülkenin ve insanlığın biricik kurtuluşu olarak görenleri, TKP saflarında 1 Mayıs’a çağırıyoruz."