Bugünlerde masayı terketme.. Masayı dağıtma.. ve benzeri etiketli masalı konuşmalar, tartışmalar, güzellemeler sürerken bir masa fıkrası nakletmenin zamanıdır sanırım.
Avrupa'nın en ünlü pandomim sanatçıları gösteri yapmak için İstanbul'a gelirler.
Karşılarına yarışmacı olarak Namık Kemal çıkarılır.
Dolmabahçe Sarayı'nın bir salonu tıka basa doludur ve ortadaki yuvarlak geniş masaya 6 yarışmacı oturur.
Sessizlik içinde yarışma başlar ve ilk hamleyi konuklar yapar.
Masanın üzerine bir daire çizerler.
Namık Kemal sakalını sıvazlar, biraz düşündükten sonra eline tebeşiri alıp dairenin tam ortasından çizgi çeker.
Konuklar şaşkınlıkla birbirlerine bir süre baktıktan sonra grup lideri eline bıçağı alır ve dairenin tam ortasına saplar.
İzleyiciler bu hamleyle Namık Kemal'in yenileceğini sanmaktadırlar.
Sessizlik içinde bir süre geçer.
Namık Kemal sakalını sıvazlarken düşüncelere dalar ve sonunda müstehzi şekilde gülümseyerek kenardan 2 yumurta alıp masanın üzerine bırakır.
Konuk yarışmacılar afallar, boş gözlerle birbirlerine bakarlar ancak nasıl bir hamle yapmaları gerektiğine karar veremezler.
Aradan kısa süre geçer ve konuklar ayağa kalkarak oyunu bitirdiklerini söylerler, masayı terkederler.
Salondaki herkes şaşkınlık içindedir ancak Namık Kemal'i tanıyanlar sevinç çığlıkları atmaktadır.
Ukala ve haddini bilmez oyunculara Kemal unutamayacakları güzel bir ders vermiştir.
***************
Bu olay elbette padişahın kulağına kadar gider ve Namık Kemal'i huzuruna çağırır.
Hal hatır sorma faslından sonra padişah bu ünlü oyuncuları nasıl yendiğini sorunca, Namık Kemal söze başlar;
"Devletli padişahım adamlarla masaya oturduk bir daire çizdiler ve dünya bizimdir demek istediler.
Ben ise ortadan çizdim, yarısı sizin, yarısı bizim olsun dostça yaşayalım demek istedim.
Adamlar bu önerime çok sinirlendiler ve masaya bıçağı saplayarak (Biz öldürerek zorla alırız) demek istediler.
Bunun üzerine ben de masanın üzerine iki yumurta bırakarak (Siz bizim taş......mızı alırsınız demek istedim)
Ve Kemal durumu arzederken padişah ne diyeceğini bilememekte, şaşkın gözlerle bakmaktadır.
Bu bir Kemal farkıdır.
OSURUKTAN TAYYARE, SELAM SÖYLE O YARE..
"Masayı dağıtan ben olmam" dedi.
"Bütün sülaleme Kılıçdaroğlu'nu öneriyorum" dedi.
Bir gün önce ortak metne imza atıp "Birlikteyiz" dedi.
Bir gün sonra kumar masasından, Noter'den falan söz edip masayı terketti.
O da yetmedi "Kılıçdaroğlu olamaz" dedi.
Bu da yetmedi CHP'li İmamoğlu ile Yavaş'a adaylık önerdi.
Bütün bunların adı ilkesizliktir, deneyimsizliktir, ihanettir, dönekliktir, seçmenle alay etmektir, cehalettir, haddini bilmemektir, basit çıkarcılıktır, öngörüsüzlüktür, avantacılıktır.
Aklı selim sahibi Türk milleti bu basit ayak oyununu yemez, affetmez, hesabını sorar.
Meral Akşener masadan ayrılmakla zaten henüz emekleme çağında olan İyi Parti'yi bitirdi.
Ava giderken avlandı.
Akşener 6'lı masanın gazıymış. Safra gibi yapışmış.
Yellendi, gaz çıktı, pis koku yayıldı ama taze hava ortamı hemen temizler.
Meral Akşener en kibar ifade şekliyle "Osuruktan Tayyare" olduğunu kanıtladı.
Anonim cümlenin sonu ".. Selam söyle o yare" olarak tamamlanır.
İronik göndermede şahıslar yeterince belli değil mi?..
MAĞDURU OYNAMAK
İyi Partili kim varsa "Biz masadan kaçmadık, ayrılmaya mecbur bırakıldık.." teranesini sürdürüyor.
Aralarında aklı başındaki onca insana rağmen böyle salakça açıklamaların siyaset jargonunda yeri yoktur.
Bu durumda "Pekala neden mecbur bırakıldınız?.." diye sormazlar mı?
Düz mantıkla devam edecek olursak "Aslında Meral Akşener'in o sert çıkışı kendi konuşması değildir. Öyle konuşmaya mecbur bırakıldı.." diye savunma yapmak da pekala mümkündür.
Zevzekliği bırakın.
Siyasetin ana temeli çözüm getirmektir.
Her koşulda çıkış yolunu bulmaktır.
Nedenler ve gerekçeler öne sürerek siyaset yapılmaz.
Yapılırsa da bu tür siyasetçilere güvenilmez.
Konuştukça küçülüyorsunuz.
Cahit Çataloğlu
5 Mart 2023.