Yarın 31 Mart 2024. Çok önemli gelişmelere gebe olabilecek, kritik bir yerel seçim var. Seçmen tercihini kullanacak. Ancak bu tercih, futbol takımını destekleyen amigoların coşkusuna benzememeli. Akıl, mantık, gerçekler, yaşanmışlıklar, somut olaylar, beklentiler bu tercihi belirlemede baş neden olmalı. ******************** 3 Kasım 2002 tarihinde Türkiye'de genel seçim yapılmıştı. 363 milletvekilliği kazanan AKP tek başına iktidar oldu. 22 yıldır Türkiye'yi tek başına, kafasına ve gönlüne göre yönetiyor. AKP 22 yıl önce göreve gelince ayağının tozuyla Tekel'in 7 sigara fabrikasını, 31 yaprak işleme tesisini, 19 alkollü içki fabrikasını, 11 tuz işletmesini, 82 başmüdürlüğünü, lokallerini, binalarını, depolarını, bağlarını, bahçelerini, arazilerini.. nesi varsa sattı, savdı. Cumhuriyet'in en önemli üretim kalelerinden birini dağıtmanın keyfini yaşıyor, alkolden adeta intikam alıyordu molla kafası. Tekel'de 29.273 kişi çalışıyordu. Öte yanda hesap, kitap ve pazar araştırması yapmadan o kadar aceleye getirildi ki, rakı bölümünü satın alan uyanık firma birkaç ay sonra iki misli bedelle ABD'li bir firmaya devretti. Yüksek bedelle aldığı sanılan firma da bir süre sonra fiyatını 4'e katlayıp, dünyada eşine zor rastlanır bir rekor satış gerçekleştirdi. ********************** Tekel'in satış operasyonu AKP kafasının çok hoşuna gitmişti. Devlet, sırtında taşıdığı yüklerden ve beslemek zorunda olduğu kellelerden bir an önce kurtulmalıydı!.. Petkim gibi dünyaca önemli stratejik bir tesis satıldı. 5 bin kişi çalışıyordu. 2002 yılında 108 milyon Dolar net kar sağlayan ve Türkiye'nin en güçlü 5 şirketinden biri olan TÜPRAŞ da satıldı. Devlete ait sanayi kuruluşları, limanlar, tersaneler, oteller, tesisler, araziler peşpeşe satılmaya başlandı. Onbinlerce çalışan kapı önüne konuldu. AKP kafası adeta hem laik Cumhuriyetin eserlerini yok etmekten hem de kendisine taze para bulmaktan çok mutluydu. Bir taşla iki kuş vuruyordu. Tadını almıştı bir kere!.. Rahat duramazdı. Müptezel matmazel gibiydi artık. Telekom'u yok pahasına elden çıkardı. Lübnanlı işadamı Hariri'nin Telekom'u nasıl bedavaya aldığı ve Türk milletine dünyada eşine zor rastlanır nasıl okkalı tokat attığı bugün bile konuşulur. *************************** Atatürk'ün projelerinden Sümerbank'ı sansarlar gibi parçaladılar, Onlarca fabrika, depo, atelye, sosyal tesis, mağazaları sattılar. Sümerbank'ın yüzlerce aracı, iş makineleri adeta kapanın elinde kaldı, çok değerli kupon araziler ölü eşek fiyatına yandaşların eline geçti. Bankacılık sektöründe ciddi bir konuma sahip ve büyüme gösteren Sümerbank yok edildi. TURBAN, tatil köyleri, turizm tesisleri satıldı. Ataköy marina ve tesisleri satıldı. Denizcilik İşletmesi'nin binaları, iskeleleri, feribotları, gemileri satıldı. Tersaneler satıldı. O da yetmedi koskoca Karaköy Limanı mahallesi (Galataport) satıldı. SEKA'ya ait bütün fabrikalar ölü fiyatına satıldı. Sadece makineleri muhammen bedelden daha yüksek değerdeydi. Fabrikaların geniş arazileri yeni sahiplerine adeta bonus hediye puan oldu. Askeriye ve Hazine'ye ait geniş araziler satıldı. Ordumuzun gözbebeği Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası satıldı. T.C. Karayolları'nın İstanbul Levent'teki muhteşem arazisi satıldı. Etiler Polis Koleji'nin "Tek taş pırlanta" arazisi satıldı. Unutulan son limanlar, iskeleler, madenler, atelyeler, tesisler, araziler, petrol, elektrik, doğalgaz dağıtım şirketleri satıldı. Bazı göller, dağlar, tepeler, sahil bantları, adalar satıldı. Şeker Fabrikalarının tamamı satıldı. Gıda, tekstil lojistik ve tesisleri satıldı. PTT parçalanarak satıldı. OYAK'ın yüzde 25 hissesi satıldı. Bazı kamu bankaları ve sigorta şirketleri satıldı. Milletin umudu Milli Piyango bile satıldı. ********************************* Herşey satıldı yok edildi. Pekiyi para nerede? Yok. Daha doğrusu bazı haramilere haksız servet oldu. İşte 22 yılda geldiğimiz nokta. Ülke olarak her şeyimizi sattık, dağıttık. Türkiye iflas noktasında. Hazine tamtakır. Üstelik hemen ödenmesi gereken ciddi borçlar, sosyal mali sorunlar var ama para yok. Hepsini geç.. Türkiye'yi dünyada ciddiye alan yok. Yarın oyunu kullanırken iyi düşün. Ya sefalete destek olacaksın, ya da onurlu, vatanını seven bilinçli yurttaş olarak gereğini yapacaksın. Sonra oturup ağlaşmamak için.. Kafanı ve vicdanını kullan.   Cahit Çataloğlu 30 Mart 2024