Bu yılki Oscar adayları açıklandı ve 11 dalda aday gösterilen “Herşey Her Yerde Bir anda-Everything Everwhere All At Once” filmi sürpriz yaptı. En iyi film ve yönetmen, en iyi yardımcı kadın ve erkek oyuncu olmak üzere 11 dalda aday gösterilmek büyük başarı.
Netflix’te gösterilen film, neden bu kadar başarılı olmuş diye izleyince ilginç ve karmaşık durumlar otaya çıktı.
Film aslında çok basit bir konuya sahip.
Çin göçmeni bir ailenin, Amerika’da sert bir vergi memuru ile başlarının derde girmesi.
Ama filmde mültecilik var, eşcinsellik var, boşanmalar var, ebeveyn-çocuk çekişmesi var, Trump taraftarlarının Amerikan Meclisi’ni basıp yakıp yıkmalarına gönderme yapan vandallık görüntüleri var, Hollywood var, Çin var, erkek egemenliğine karşı kadın meydan okuması var, porno var, bürokrasi var, şiddet var, Amerika’daki toplu katliamları anıtsatan kurşunlu sahneler var, baba baskısı var, uyuşturucu var, var ha var.
Türkiye’de, çok ödül almış sanat filmlerinin pek iş yapmayacağı inanışı yaygın malum.
Bu film sanat filmi değil ama yine de Türk izleyicisi tarafından beğenilir mi emin değilim.
Ancak herhalde filmin en etkileyici mesajı, insan hayatındaki dönüm noktalarının, kaderleri belirlemedeki inanılmaz etkisi.
Bunu gerçek hayatta çok sık görüyoruz ve yaşıyoruz.
Başka insanlara çok basit görünen bir küçük tavsiye bile, bireylerin hayatlarını, inanılmaz oranlarda değiştirebiliyor.
Geçenlerde bir arkadaşım anlattı:
Gazanfer Bilge’yi bilirsiniz, olimpiyat şampiyonu güreşçiydi. Askerlik yaparken güreş yapmaya başladı, sonra milli takıma seçildi, 1948 Londra Olimpiyatları’nda şampiyon olduktan sonra Finlandiyalı bir genç kızla tanıştı, onun babasının “Türkiye’de karayolu taşımacılığı çok gelişecek, şu anda boşluk var” tavsiyesi ve desteği üzerine Gazanfer Bilge Otobüs firmasını kurdu ve bu alanda yarım yüzyıl sürecek bir marka yarattı. Hayatını belirleyen iki dönüm noktası, askerde güreşe başlamak ve Finlandiyalı eş.
Daha ilginci Hüsnü Özyeğin’in hayatında yaşandı. Rıdvan Akar’ın yazdığı biyografide yer aldığı gibi, Türkiye’nin sayılı zenginlerinden olan, bankacılıktan banka patronluğuna yükselen Hüsnü Özyeğin’in hayatını değiştiren olay, bir iş randevusuna giderken, yarım saat erken gittiğini fark etmesi ve bu boşluğu doldurmak için bir arkadaşına uğraması olmuştu. Arkadaşına uğrayınca aldığı teklif, bugünkü Hüsnü Özyeğin’i yarattı.
Güzelliği ve çarpıcılığı nedeniyle dikkat çektiği için sokakta keşfedilen onlarca kadının yaşam öyküsü ise herkesin malumu.
Eminim sizin de hayatınızda, böyle dönüm noktaları vardır.
Ama hayat bu kadar ince tesadüflere bağlı yaşanınca, bu tesadüflerle karşılaşmama şansı daha yüksek oluyor. Ya da tesadüfler, insanı olmayacak noktalara da çekebiliyor, serseri bir kurşuna hedef olmak mümkün, Amerika’daki gibi 5 sadist polis tarafından linç edilmek mümkün, yanlış yerde, yanlış zamanda bulunduğu için delikanlılık çağında müebbet hapisler yatmak mümkün.
Rahmetli Çetin Altan’ın sözleriyle bitirelim yazıyı.
Enseyi karartmayın ve “Herşey Her Yerde Bir anda” filmini izleyip, kendiniz yolunuzu çizin ve tesadüflere de inanın.
DOĞAN SATMIŞ