casino siteleri slot siteleri
Doğan Satmış
Köşe Yazarı
Doğan Satmış
 

İmamoğlu ile İtalya'ya giden gazeteciler meselesi

Ekrem İmamoğlu'nun, imza töreni için gittiği Roma'ya yanında 43 gazeteciyi de götürmesi günlerdir tartışılıyor. Gazetecilerin bu tür davetlere katılması konusu her zaman tartışmalı bir konudur.  Önce bu konuda kafa yormuş biri olarak bu konunu net kuralını yazalım: Gazeteci, bir başkasının parasıyla bir geziye katılmaz çünkü katılırsa, objektifliğini kaybeder, taraflı yazar. Bırakın geziye katılmayı, gazeteci bir tiyatro eleştirisi yazacaksa, oyun için davetiye bile kabul etmez. Nitekim İngiltere'de yayınlanan London Times Gazetesi, tiyatro eleştirisi yazacak muhabirin biletinin gazete tarafından satın alınmasını, sanırım 1840'larda, yani iki asır önce kural haline getirmişti ve o yıllarda Türkiye'de gazete bile daha çıkmamıştı. xxx Dünyanın en çok bilinen ve en güçlü gazetesi New York Times'ın, 'Etik İlkeler' kitabından bazı maddeleri buraya alalım ki, konu daha çok netleşsin, şöyledir kurallar: New York Times, hükümet yetkilileri dahil haber kaynaklarının daveti veya seyahati söz konusu ise haber yapacak muhabirin masraflarını öder. Spor departmanı üyeleri, spor etkinliklerini haber yapmak için özel bir basın kartı gerekiyorsa bu hariç, takımlardan veya organizatörlerden bilet, seyahat masrafı, yemek, hediye veya başka herhangi bir menfaati kabul edemez. Muhabir, ayıp karşılanma gibi çok özel bir durum yoksa kendisine ısmarlanan her yemeğin parasını öder. Parasını ödemiyorsa "haber kaynağı" tarafından basın için düzenlenen bir kahvaltıya veya öğle yemeğine katılmaz. Sadece bir basın toplantısında basit bir kek ve kahve büfesi zararsızdır. Personel, özel koşulların çok az seçenek sunulduğu veya hiç seçenek bırakılmadığı durumlar dışında, ücretsiz veya indirimli ulaşım ve konaklamayı kabul edemez. Çok özel bir durum varsa, şirket özel uçağı ve askeri uçakla gezi gibi, editörlere danışılır. Daha fazla uzatmaya gerek yok, çünkü liste uzayıp gidiyor. Öyle ki, New York Times muhabirleri, öyle her önüne gelenin vereceği ödülleri de almazlar, yasaktır, sadece çok özel medya ödülleri kabul edilebilir. Hediye kabul edilmesi yasağını ise hatırlatmaya bile gerek yok, yasaktır. XXX Şimdi gelelim Türkiye'deki ve dünyanın istisnai bir kaç ülkesinin bir kaç medya organı dışında kalan herkesin durumuna. Gazetecilikte böyle kurallar vardır ama bu Türkiye'de ve Türkiye gibi geri kalmış ülkelerde kesinlikle uygulanmaz. Dolayısıyla Türkiye'de gazeteciler, davetlere koşa koşa giderler, sonra da haberleri yazarlar, çünkü Türkiye'de, yukardaki kuralları uygulayacak hiç bir medya organı maalesef yoktur. Aklınıza gelebilecek hiç bir medya organı, muhabirini İmamoğlu'nun imza töreni için İtalya'ya göndermez, istese de yapamaz, böyle mali güce sahip ve de böyle bir etik anlayışa sahip kurum bizde yoktur. Ayrıca örneğin Koç Holding veya sarayın bir bakanı bir gazeteciyi özel bir geziye davet ediyorsa, kabul etmeyecek babayiğit de çıkmaz.  Bizim Fatih Altaylı yıllarca yönettiği gazetelerde 'ben kimseyi yurtdışı geziye göndermedim' diye böbürlene böbürlene anlatır ama kendisinin bile bu kurala uymadığı eminim arşivlerde kayıtlıdır, arayın İskoçya'da bulursunuz. Size bir de kendimden örnek vereyim: 2016 Haziranında Cumhuriyet Gazetesi'nde çalışırken, Fransa'daki Dünya Kupası finallerinde Türkiye'nin bir maçını izlememiz için işadamı Ali Sabancı'nın gemi şirketi bizi davet etmişti, ona gittim ve maçı kaybedince kendini kaybeden Fatih Terim'in sahadaki taşkınlıklarına tanık olup, bunu da gazetede yazdım, hatta haber Cumhuriyet'ten başka gazetede de çıkmadı, fotoğrafları da, kendi gazetesi yayınlamak istemediği için bir meslektaşım kullanalım diye özel olarak bize verdi, çünkü anlaşılan kimse Fatih Terim'le karşı karşıya gelmek istemiyordu, sonra ne oldu biliyor musunuz? Cumhuriyet'in o dönem yöneticileri, beni gazeteden çıkardıklarında bunu gerekçe saydılar, oysa aynı maçı izlemesi için Cumhuriyet'ten iki üç gazeteci daha şirket davetiyle Fransa'ya gitmişti, onlara göz yumuldu, benim atlatma haber yazmam da kimsenin aklına gelmedi, çünkü bir bahane arıyorlardı ve bulmuşlardı. xxx Şimdi gelelim sonuca ve İmamoğlu'nun gezisine katılmak gazeteciler için ayıp mıdır ya da yanlış mıdır sorusunun cevabına. Malum, deveye 'Boynun eğri' demişler ve 'Nerem doğru ki' diye yanıt vermiş. Bu kadar eğrisi olan ülkede, böyle şeyler normaldir. Ve eğer hala yanlış yapıldığını söyleyen varsa, hatalı olana ilk taşı da önce günahı olmayan biri atsın.
Ekleme Tarihi: 22 Mayıs 2024 - Çarşamba

İmamoğlu ile İtalya'ya giden gazeteciler meselesi

Ekrem İmamoğlu'nun, imza töreni için gittiği Roma'ya yanında 43 gazeteciyi de götürmesi günlerdir tartışılıyor. Gazetecilerin bu tür davetlere katılması konusu her zaman tartışmalı bir konudur. 
Önce bu konuda kafa yormuş biri olarak bu konunu net kuralını yazalım:
Gazeteci, bir başkasının parasıyla bir geziye katılmaz çünkü katılırsa, objektifliğini kaybeder, taraflı yazar. Bırakın geziye katılmayı, gazeteci bir tiyatro eleştirisi yazacaksa, oyun için davetiye bile kabul etmez. Nitekim İngiltere'de yayınlanan London Times Gazetesi, tiyatro eleştirisi yazacak muhabirin biletinin gazete tarafından satın alınmasını, sanırım 1840'larda, yani iki asır önce kural haline getirmişti ve o yıllarda Türkiye'de gazete bile daha çıkmamıştı.
xxx
Dünyanın en çok bilinen ve en güçlü gazetesi New York Times'ın, 'Etik İlkeler' kitabından bazı maddeleri buraya alalım ki, konu daha çok netleşsin, şöyledir kurallar:
New York Times, hükümet yetkilileri dahil haber kaynaklarının daveti veya seyahati söz konusu ise haber yapacak muhabirin masraflarını öder.
Spor departmanı üyeleri, spor etkinliklerini haber yapmak için özel bir basın kartı gerekiyorsa bu hariç, takımlardan veya organizatörlerden bilet, seyahat masrafı, yemek, hediye veya başka herhangi bir menfaati kabul edemez.
Muhabir, ayıp karşılanma gibi çok özel bir durum yoksa kendisine ısmarlanan her yemeğin parasını öder. Parasını ödemiyorsa "haber kaynağı" tarafından basın için düzenlenen bir kahvaltıya veya öğle yemeğine katılmaz. Sadece bir basın toplantısında basit bir kek ve kahve büfesi zararsızdır.
Personel, özel koşulların çok az seçenek sunulduğu veya hiç seçenek bırakılmadığı durumlar dışında, ücretsiz veya indirimli ulaşım ve konaklamayı kabul edemez. Çok özel bir durum varsa, şirket özel uçağı ve askeri uçakla gezi gibi, editörlere danışılır.
Daha fazla uzatmaya gerek yok, çünkü liste uzayıp gidiyor. Öyle ki, New York Times muhabirleri, öyle her önüne gelenin vereceği ödülleri de almazlar, yasaktır, sadece çok özel medya ödülleri kabul edilebilir. Hediye kabul edilmesi yasağını ise hatırlatmaya bile gerek yok, yasaktır.
XXX
Şimdi gelelim Türkiye'deki ve dünyanın istisnai bir kaç ülkesinin bir kaç medya organı dışında kalan herkesin durumuna.
Gazetecilikte böyle kurallar vardır ama bu Türkiye'de ve Türkiye gibi geri kalmış ülkelerde kesinlikle uygulanmaz. Dolayısıyla Türkiye'de gazeteciler, davetlere koşa koşa giderler, sonra da haberleri yazarlar, çünkü Türkiye'de, yukardaki kuralları uygulayacak hiç bir medya organı maalesef yoktur. Aklınıza gelebilecek hiç bir medya organı, muhabirini İmamoğlu'nun imza töreni için İtalya'ya göndermez, istese de yapamaz, böyle mali güce sahip ve de böyle bir etik anlayışa sahip kurum bizde yoktur. Ayrıca örneğin Koç Holding veya sarayın bir bakanı bir gazeteciyi özel bir geziye davet ediyorsa, kabul etmeyecek babayiğit de çıkmaz. 
Bizim Fatih Altaylı yıllarca yönettiği gazetelerde 'ben kimseyi yurtdışı geziye göndermedim' diye böbürlene böbürlene anlatır ama kendisinin bile bu kurala uymadığı eminim arşivlerde kayıtlıdır, arayın İskoçya'da bulursunuz.
Size bir de kendimden örnek vereyim:
2016 Haziranında Cumhuriyet Gazetesi'nde çalışırken, Fransa'daki Dünya Kupası finallerinde Türkiye'nin bir maçını izlememiz için işadamı Ali Sabancı'nın gemi şirketi bizi davet etmişti, ona gittim ve maçı kaybedince kendini kaybeden Fatih Terim'in sahadaki taşkınlıklarına tanık olup, bunu da gazetede yazdım, hatta haber Cumhuriyet'ten başka gazetede de çıkmadı, fotoğrafları da, kendi gazetesi yayınlamak istemediği için bir meslektaşım kullanalım diye özel olarak bize verdi, çünkü anlaşılan kimse Fatih Terim'le karşı karşıya gelmek istemiyordu, sonra ne oldu biliyor musunuz?
Cumhuriyet'in o dönem yöneticileri, beni gazeteden çıkardıklarında bunu gerekçe saydılar, oysa aynı maçı izlemesi için Cumhuriyet'ten iki üç gazeteci daha şirket davetiyle Fransa'ya gitmişti, onlara göz yumuldu, benim atlatma haber yazmam da kimsenin aklına gelmedi, çünkü bir bahane arıyorlardı ve bulmuşlardı.
xxx
Şimdi gelelim sonuca ve İmamoğlu'nun gezisine katılmak gazeteciler için ayıp mıdır ya da yanlış mıdır sorusunun cevabına.
Malum, deveye 'Boynun eğri' demişler ve 'Nerem doğru ki' diye yanıt vermiş.
Bu kadar eğrisi olan ülkede, böyle şeyler normaldir.
Ve eğer hala yanlış yapıldığını söyleyen varsa, hatalı olana ilk taşı da önce günahı olmayan biri atsın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ege7gun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.