Amerika’da önümüzdeki kasım ayında seçim var. Henüz kesinleşmedi ama iki aday öne çıkmış durumda, biri demokrat şimdiki başkan 81 yaşındaki Biden, diğeri Cumhuriyetçi eski başkan 76 yaşındaki Trump.
Ancak Başkan Joe Biden, aylardır açıkça bunama belirtileri gösteriyor, o hale geldi ki artık her gün bir hatasıyla alay konusu oluyor; anketlerde de açık ara Trump’ın gerisinde.
Eğer ‘aday olmayacağım’ dese, demokratlar Trump’a karşı genç ve dinamik bir aday çıkarıp belki de seçimi kazanacaklar ama maalesef beyefendi ‘çekilmem de çekilmem’ deyip duruyor.
Benzer bir olay geçen yıl Türkiye’de yaşandı. Kemal Kılıçdaroğlu adaylıktan vazgeçmedi ve Erdoğan karşısında az farklı yenildi, anketçiler, ‘Kılıçdaroğlu yerine Ekrem İmamoğlu da olsa Mansur Yavaş da olsa kazanırdı’ diyorlar malumunuz.
Xxx
Özellikle politikacıların, Türkiye gibi az gelişmiş ülkelerde ‘Ölene kadar koltuk’ merakı hiç geçmiyor; şimdi bunun Amerika’da da pek farklı olmadığına tanık oluyoruz.
Seçim kaybediyorlar gitmiyorlar, yürüyemiyorlar gitmiyorlar, konuşamıyorlar gitmiyorlar, bunun en çarpıcı örneklerinden biri maalesef Bülent Ecevit oldu, zamanında bırakmadığı için, sarakaya alındı ve kendi şanını lekeleyip, tarihe hak etmediği bir şekilde geçti.
Ölene kadar tahtta oturmak, cumhuriyetlerde değil ancak kraliyetlerde olur, o da genelde, son ana kadar tahta yapışanları palyaçoya çevirmekle sonuçlanır.
Bunun doğrusu, zamanında bırakıp gitmektir, hele sağlıklı bir demokraside, yaşa da bakılmaz, ilk seçimi kaybedenin gitmesi gerekir ki, yeni gelen ortaya yeni bir şey koysun da seçim kazansın.
Xxx
Bu konu, Türkiye Cumhuriyet’ini kuran Atatürk için de gündeme gelmişti, kendisini ömür boyu Cumhurbaşkanı seçtirmesi önerilmişti, Atatürk’ün buna uygun yasal değişiklikleri yaptıracak gücü de vardı, bir işaretine bakardı her şey.
1930 yılında silah arkadaşlarından Fethi Okyar’ın, muhalif parti Serbest Fırka’yı kurarken, Atatürk’e, “kaydı hayat şartı ile Cumhurbaşkanı kalması teklifinde” bulunduğu medyaya konu oldu. Bunun üzerine gazeteciler Atatürk’e şu soruyu yönelttiler:
“Böyle bir teklif alırsanız, tepkiniz ne olur?”
Mustafa Kemal’in yanıtı gayet net idi:
“Bana öteden beri bu ve buna benzer tekliflerde bulunanlar çok olmuştur. Siz ve kamuoyu bilmelisiniz ki bu yoldaki teklifler hoşuma gitmemiştir ve gitmez!”
Atatürk’ün büyüklüğünü sadece bu cevap bile anlatmıyor mu?
Ama diyeceksiniz ki, Atatürk nerde, bunlar nerde