Türkiye’de, deprem olur, takdiri ilahi, sel baskını olur, kader, yangın olur sabır, ciğerlerimiz yanıyor, dünya üzerindeki bütün musibetler bizleri mi buluyor?
Ülkeyi yönetenlerin hiç mi suçu yok?
Siyasi iktidarları suçlamayıp da kimi suçlayalım, hesap soralım.
Yeter artık, yeteeer
Efendim, bize bu afetler dersmiş!
Böyle ölümlü ders mi olur?
Sürekli dersteyiz, o dersleri bir türlü geçemiyoruz.
Sınav kağıtları boş, boş
İkmale bile kalamıyoruz.
1999 yılı Marmara depreminde sınav vermedik mi?
Neden ders almadık?
Denizlerdeki balıklar bile, plansız, denetimsiz, sürekli imar affı getirilen binalarda yaşayanlardan daha güvenli.
Hadi 1999 Marmara Depremi’nden ders almadık.
AKP’nin 20 yıllık iktidarı döneminde, Van, Denizli, İzmir, Elazığ depremlerinin yaraları sarılmadan, 13 milyon insanımızı etkileyen, binlerce ölü verdiğimiz Kahramanmaraş depremi.
Bu ülke bu kadar sahipsiz mi?
Deprem bölgesinde insanlar, aç, susuz, donarak ölüyorlar. Vatandaş, isyan ederek,deprem bölgesine savcı gönderin de cenazelerimizi alalım diye bas, bas bağırıyor.
Yunanistan’dan gelen deprem kurtarma ekibi lideri, “Hatay’da tam bir kaos var. Deprem koordinasyon merkezi bile yok “ diyor.
Depremin ardından üç gün geçmiş, daha yeni çadır evler kuruluyor. Deprem bölgesi olmamıza rağmen, bu kadar da mı depreme hazırlıksız olunur?
Efendim ülkenin bu acılı gününde iktidarı sorgulamamızı kınıyorlarmış!
Kimi sorgulayacaktık muhalefeti mi?
Ne yani, iktidarın beceriksizliğini alkışlayalım mı?
Elazığ deprem sonrası TBMM’ye Bölgenin Deprem Araştırılması Önergesini kabul etmeyen AKP ve MHP milletvekillerinin ret oyu vermemesini sorgulamayalım mı?
Deprem bölgesinde, yardım isteyecek bir devlet kurumu bulamayan vatandaşlar, yardım seslerini sosyal medyadan duyurmaya başlayınca, iktidar tweetter gibi sosyal medyayı hangi akla hizmettir ki yavaşlattı.
3 saatte Şam’a gideceğiz diyenler, üç gündür taş üstündü, taş kalmayan Hatay’a gidemedi.
Böylesine acılı günlerde, deprem bölgesine siyaset yapmak, oy devşirmek için giden siyasiler varsa hepsini Allah kahretsin. Batsın sizin siyasetiniz.
Kahramanmaraş’ta, depremzedeleri ziyaret ve yardım getiren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na AKP eski milletvekilinin “Defolun giden buradan” diye bağırması insani bir davranış mıdır sorarım sizlere?
Deprem bölgesinde, toplanma alanlarına giden depremzedelerin boş olan evlerine güvenlik olmadığı için hırsızlık başlamış olması ise ayrı bir trajedi.
Eyy, Marmara depremi dönemindeki iktidarı eleştirenler;
Sözcü Gazetesi Yazarı Aytunç ERKİN; Erkin, 1999’daki büyük Marmara depremindeki askerin kurtarma faaliyetlerindeki rolüne dikkat çekti. Erkin, “Deprem bölgesinde KKK bünyesinde 15 general, 1392 subay, 1896 astsubay ve 33 bin 199 erbaş ve er görev yaptı. Bir bilgi daha: Genelkurmay Başkanlığı Tabii Afetler Direktifi’ne göre Türkiye, 17 bölgeye ayrılmıştı” dedi.
Kahramanmaraş depreminde neden asker üçüncü gün sahaya gönderildi?
Bugün konuşmayacak, yazmayacaksak ne zaman konuşacağız?