Çocukluğumuzda okulda kızılay kolu başkanı olurduk. Öğretmenlerimiz ellerimize sarı sarı zarflar tutuşturur. Sınıf arkadaşlarımıza dağıtır evlerimize geldiğimizde annemiz o zarfların içine demir 2,5 TL koyar.. Babalarımız itiraz ederdi.
Kızılay bizim zor günlerimiz için kurulmuş bir kurum diyerek elinden alır o zamanların değerli kağıt paralarından 5 veye 10 TL zarfın içine koyar sıkı sıkıda kapatırdı düşmesin aman kaybolmasın diye de tembih ederdi..!
K.Maraş Pazarcık merkezli büyük deprem sonrası 'Kızılay' günün konusu oldu.! Herkes gayri ihtiyari önce Kızılay'ı aradı..!!
Kızılay eskiden Türkiye genelinde 750 şubesi olan kocaman bir hayır kurumuydu..
Biz hemen kızılay deprem bölgesine gider. Çadırları kurar vatandaşın korunmasını ve ihtiyaçlarını sağlar, evleri barkları yıkılan ve çaresiz kalan vatandaşının yanında olur diye düşünürken.!
Birde ne görelim.!
Devletin hiçbir kurumu deprem bölgesine 3 gün 4 gün ulaşamadı.!! Sanki yer yarıldı içine girip kayboldular.! Bu asrın depreminde enkaz altında kaldı devletin kurumları ve iktidar.!!
2016 yılında 600 şubesinin kapatıldığı ve neredeyse bugün artık bir Hayır Kurumu değilde adeta bir 'Kızılay Holding' haline dönüştüğünü öğrenmiş olduk..!
Yardım malzemesi bekleyen depremzedelere ilk koşan STK ve CHP'li büyükşehir belediye ekipleri oldu.! Oldu da ne oldu iyilikten maraz doğar gibi bir fırça yemedikleri kaldı muhalefet belediyeleri ve STK'lar..! AHBAP diye bir yardım kuruluşunun başında bulunan sanatçı bir arkadaş olan Haluk Levend ve kıymetli sanat dünyasının aktör ve artistleri ellerinden gelenin en iyisini yapmak için üstün bir gayret sarfettiler..
Ama gelgelim ki devleti idare etmekle seçimle başa gelenler Kindar, Çamur İttifak mensupları bu değerli yardımsever insanlara söylemedik kötü söz ve hakaret kalmadı..!! Onların kızılay'dan parayla 10 bin TL'lik çadırı 22 bin TL'ye toplam 42 milyon TL'lik çadır ve yiyecek aldıkları ortaya çıkınca da ortalık da kıyamet koptu..!!
Ama yinede yardımsever sanatçılar işlerinin başında bu durumu ve hakaretleri umursamadılar, insanlar görevlerini layıkıyla yapmaya yılmadan devam ettiler..
Kızılay'ın başındaki zat Kerem Kınık ise önce bu durumu savundu ama sonra pişmanlık duymuş olacak ki.! Sözlerini geri alarak ben günah keçisi olamam sizide yanımda götürürüm dercesine depremde sorumluluk taşıyan kurum ve kurluşların başındakileri ve hatta askeri deprem bölgesine göndermeyenleri de işaret ederek herkesi suçladı..!! Yani kısaca iktidarda 'Tuz kokmuştu'..!!
TV'lerden kaçan 3 gün kamuoyu önüne çıkmayan iktidar mensupları Mikrofonların başına geçip her defasında burası ''Çadır Devleti'' değil biz yönetiyoruz gereğini yapıyoruz diye Mikrofon Kabadayılığı yapanların bir anda süngüleri düşmüştü..!!
Deprem bölgelerine gidip Kızılay'ı,AFAD'ı ve askeri çaresiz görünce..Birbirlerine çatmaya etrafa küfürler savurmaya hakaretler etmeye başladılar.!! herkese ''Namussuz,Terbiyesiz, adi'' gibi ağır sözler sarfettiler..!!
Depremzedeye hakaret eden ihanet şebekesine döndüler..!!
Aradan 20 gün geçtikten sonra iktidarın minik ortağı kendi memleketine cesaret edip gidemedi yanına destek kuvvet alarak gitti. Sus pus sığıntı gibi sadece oturdu tek kelam edemedi..Bunun üzüntüsünü yaşamış olacak ki daha sonra Elbistan'a gitttiğinde tepkiyle karşılaşınca etrafa depremzedelere kin ve nefret kustu hakaretler yağdırdı..!! Olay yerinden yanındakilerle zor kaçtı..!!
Depremin ilk gününde sahada olması gereken Kızılay, AFAD ve Asker gibi kurumlar maalesef iktidarın başlarına koyduğu liyakatsız İlahiyatçı yöneticiler sayesinde depremin 3'cü gününde olay yerine ancak ulaşabildiklerini gördük izledik..!
Kızılay artık bir Hayır Kurumu olmaktan çıkmı, kamu kuruluşu değilde 2016 dan beri ''Kızılay Holding'' olduğunu da STK'lar sayesinde öğrenmiş olduk. AKP'nin ve yandaşlarının sülalesinin adeta arpalığı olmuş..Daha doğrusu AKP'nin kirli çarkının dişlisi olmuş..!!
STADLARDA TARAFTAR TEPKİSİ..
Türkiye genelinde hükmete yönelik tepkiler devam ederken. Birde üstüne üstlük Kızılay'ın rezillikleri ortaya yayılırken spor camiası da boş durmadı. Toplumsal tepki olarak 'Korku eşiği' aşıldı denecek kadar büyük tepki toplumu oluştu.
Deprem bölgesindeki hükümetin aciz kalışını ve meydana gelen bu usulsüzlükleri dile getirmek maksadıyla önce Fenerbahçe Rüştü Saraçoğlu stadında daha sonra ise Beşiktaş'ın Vodafone Park eski adıyla İnönü stadında önce '' Yalan,Yalan,Yala, Dolan,Dolan,Dolan 20 sene oldu istifa ulan.! '' ve ''Hükümet istifa'' sloganları iktidarı çok rahatsız etti.
Bakanların bazıları ve minik ortağı büyük tepki göstererek taraftarları adeta tehdit eden konuşmalar yaptılar..
Başta Bahçeli ve Soylu bayağı ağır ithamlarda bulunup ayrıca stadlara taraftar alınmadan seyircisiz oynanması gerektiğini söyleyecek kadar ileri gittiler.
Hemen bunun neticesinde Fenerbahçe'nin Kayserispor deplasmanına İl güvenlik kurullarına Fenerbahçe taraftarı alınmayacak, Ankaragücü maçına da Beşiktaş taraftarı alınmayacak kararını kanunsuz bir şekilde alelacele çıkarttırdılar.'Otokratik' bir yönetim tarzı, kulüpler birliği ve taraftarlar tarafından çok ağır bir karar olarak değerlendirildi. Hükümet 'istifa' sözünden çok rahatsız olmuştu tepkisini de taraftarı cezalandırarak yerine getirmiş oldu.
Ama hiç iyi olmadı kanımca bu daha da büyük tepkiler doğuracaktır kanaatindeyim.Tamda birlik, beraberlik derken tekrar 'ayrştırıcı' bir karar olduğu düşücesindeyim.
Hesap sorandan, hesap soran Otokratik bir iktidar olamaz.!! İnsanlarla ilişkisini kesmiş olur..!
Son sözüm '' Beyaz zambaklar mı? Gazap üzümleri mi? '' Patron sensin millet.! Yansıması seçim sandığında görülecektir..!!