1950’den bu yana açık düzene, özetle demokrasiye geçmek için çabalayan ülkemizdeki yönetimler, neden hedefe ulaşamıyorlar?
Nedene hep kapalı düzene mahkum ediliyoruz?
Neyimiz eksik?
Eksiğimizi varsa, neden gideremiyoruz?
Neden açık düzene geçmek isteyen yönetimlerin önleri, her zaman ve sık sık askeri rejimler tarafından kesiliyor?
Bir değil, bir çok neden olabilir ve bizler, yani “Batılıyız” iddiasında olan ülkemiz yönetimleri, neden devamlı tökezliyoruz.
Demokratik ülkelerin hedefleri-yönleri ve pusulaları belli.
Gerçi yaşam tarzları başka olabilir, inançları ve dinleri değişik olabilir.
Alışkanlıkları bize benzemeyebilir.
İnsanların sosyal yaşamlarındaki davranış biçimleri birbirlerine benzemeyebilir.
Bütün bunlara rağmen demokrasinin, en iyi yönetim tarzı olduğunu bile bile, bu hedefe ve bu yönetim tarzına neden ulaşamıyoruz?
Neden “insan gibi” yaşamayı bir türlü içimize sindiremiyoruz?
Evet, kalkınmış toplumlarda, demokrasiyi özümsemiş devletlerde de yanlışlar, hatalar, arızalar olabiliyor.
Olmalı da…
Yanlıştan dönmenin nesi kötü?
Doğru kadar yanlış da bir gerçek…
Yanlışları yaşaya yaşaya, doğrulara ulaşmak mümkün…
Önemli olan kararlı ve azimli olmak…
Dik durmak…
Geri kalmış, yerinde sayan, yeniliklere kapalı bir düzenden açık topluma geçmek için önce özgürlük fikrinin filizlenmesi ve zamanla bu filizin büyüyüp gelişmesi gerek.
Yetmez, özgürlük politikalarının benimsenmesi de gerek.
Yetmez.
Bu politikaların çağın gereklerine uygun hale getirilmesi de lazım.
En önemlisi . eğer istikamet açık düzense hiçbir gerekçe, hiçbir gelişme, hiçbir güç bunlardan geri düşmeye neden olmamalıdır.
Bizim en büyük eksiğimiz hedef sapması, yanlış yönetim, yön bulamama, dini faktörler, Osmanlı alışkanlıkları filan değil.
Hatta “pusula sapması” da değil…
Tek eksiğimiz sivil yönetimleri hala “korkak” olmaları…
“Korkak yönetim” lerin hedefleri de yanlıştır.
Pusulaları da he zaman yanlışı gösterir.
Dış dünyaya karşı “kabadayı”dırlar.
“Size ve sizlere dünyayı dar ederiz” derler…
ANCAKKKK….
Eğer “Asker postalı” rüyalarına girmişse bilin ki arkalarına bile bakmazlar