Aman ha, file çelme takmayalım…
AKP iktidarı ne yazık ki 22 yıl boyunca devlet bütçesini uluslararası standart-usul ve yöntemle idare edecek bir bürokratik kadroyu oluşturamadı…
Siyasette iyi amigo yetiştirdi.
Trol orduları kurdu.
Saray’ın içine “ben her şeyden anlarım” türü liyakatsiz kadroları doldurdu.
Parti teşkilatlarında AKP’den nemalanan yerel kadroları kurmakta büyük beceri ve başarı kaydetti.
AKP’ye üye kaydedip milyonlarca “partizan” yetiştirmekte liderliği kimseye kaptırmadı.
Ancak ne gerçek ekonomist, ne liyakatli maliyeci, ne de dürüst ve devletine sıkı sıkıya bağlı kadroları yönetim kademesine taşıyamadı.
Ekonomi uygulamalarında bilimsellikten uzak kaldı.
Uluslararası standartlar umurunda olmadı.
Özetle: sayın Erdoğan devlet ve ekonomi yönetimini belediyecilikle karıştırdı.
Yani İstanbul Belediye Başkanı gibi ülkeyi yönetmeye kalkıştı.
Oysa yerel yönetimler ile genel yönetimler arasında hem hizmet, hem de alınan kararlar arasında dünya kadar fark var, bunu anlayamadı.
Dünya Bankasından ithal, yerli ekonomistimiz Kemal Derviş’in kurduğu sistem, aldığı kararlar ve İMF destekli bir sınavdan geçtikten sonra sürdürülebilir ekonomiye geçilince, AKP iktidara geldi.
Ve de hayata geçirilen yeni ekonomik sistemi 7-8 yıl aynen kopyalayarak devam eden sayın Erdoğan ve arkadaşları, bu dönemde ekonomideki iyileşmeyi kendi hanelerine yazmaktan geri kalmadılar.
İMF ve Derviş rüzgarıyla bir süre idare ettiler ve bunu başarı hanelerine yazmaktan geri kalmadılar.
Yani 7-8 yılı saymazsanız 16 yıldır ekonomi “yaz-boz” tahtasına döndürüldü.
Saray’ın içindeki basiretsiz-kifayetsiz-liyakatsiz ekonomist geçinen bir takım, gerek maliye ve gerekse hazinenin başına getirilenleri rahat bırakmadı…
Neticede bugünlere geldik.
Saray’da çıkış yolu arayan sayın Erdoğan, dış sorunlara yoğunlaşarak ekonomideki yıkımı önlemeye çalışsa da, hem iç ve hem dış siyasette bundan böyle başarılı olması çok ama çok zor.
Hele dış alemdeki son tehlikeli gelişmeler…
Üstelik Suriye’deki siyasi kaosun, sis içindeki atmosferin daha başındayken…
Yanlışlarla dolu bir dış politikanın telafisi için önemli kararların arifesindeyken…
Ekonomik enkazın sonu ermesi için değişik formüller aranırken…
Umarız, sayın Erdoğan, üzerine doğru son hızla gelmekte olan file, yanlışlıkla çelme takmaya kalkışmaz.
Saray’ın mutlak hakimi, inşallah öyle bir cesaretin esiri olmaz.
Batı dünyasını sollayıp, geri kalmış Arap yarımadasındaki ülkelerin etkisinde kalmaz…
Umarız…