CHP’yi anlamak gerçekten ama gerçekten zor.
CHP’yi anlamak ve anlatmak için şimdi de çeşitli sorular ortaya atılmaya başlandı…
En son sorulardan biri..
“CHP’nin kimyasını kim bozdu veya bozuyor?”
Sadece bu soruyu ortaya atmakla iş bitse..
Burada iş bitse iyi de.
Kimyası da sorunlu…
Sadece kimyası olsa …
Fizik bozuk…
Psikoloji, hepten…
Matematik ise, 72 yıldır bozuk…
Bu süre içinde iktidara gelememiş.
Seçimleri çoğunlukla kazanamamış bir parti var karşımızda…
Bakmayın siz “ İlk defa AKP’yi ve ortaklarını geçtik ve birinci parti olduk” demelerine…
Kazanılan yerel seçim…
Özetle genel seçim değil…
“Yerel seçimi kazananın, illa ki genel seçimi de kazanır” varsayımı ne zaman ispatlandı ki?
Böyle bir örnek-emsal yok siyasi tarihimizde…
Öyle “ İlk defa birinci parti olduk” dedikten sonra ne yaptı CHP üst yönetimi…?
Veya Genel Başkanı Özgür Özel…
Düşünsenize, Genel Başkanlık koltuğunun yeni sahibinin yaptığı ilk iş ne olmalıydı?
Yeni bir vizyon mu?
Partisini iktidara taşıyacak yeni bir yol haritası mı?
22 yıldır iktidardaki partinin alaşağı edilmesi için tespit edilecek yeni rota mı?
Mevcut iktidarın “en zayıf halkalarını “ saptayıp, buna göre strateji değiştirmek mi?
Şu an itibariyle hiç biri değil.
Gene Başkanlık koltuğuna oturan sayın Özel’in yaptığı ilk iş “imaj değişikliği”… oldu
Yani gözlükleri atmak.
Bana en garip gelen şey, Özel’in gözlerini çizdirmesi ve gözlüklerini çıkarması.
CHP’de tek değişiklik tam da burada gerçekleşti.
Bay Kemal gitti, gözlüksüz Özel geldi.
Oysa CHP’de büyük tadilat gerek…
Parti başka ilkeleri dahil, tüm politikaları yeniden ele almalı…
Yeni bir yol haritası çizmeli…
Günlük içi boş polemik ve demagojik tuzaklara düşmemek gerek.
Hele hele bugüne kadar fazla üstünde durulmayan köklü-netameli- sorunlar konusunda el yükseltmemek, böyle hassas konularda bir değil iki kere düşünmek gerek…
Yanlışlar çoğaldıkça “çatlak sesler” in çıkmaya başlaması sayın Özgür Özel’in rotasını şaşırmasına neden olmamalıydı.
Özetle: “Fırtına çıktığında sizinle kalan, seni terk etmeyen insanlara yeterinden fazla değer verin. Çünkü, güneşli günlerde bütün kumsallar, tüm sahiller lebalep doludur” demiş birileri.
El hak doğrudur…
CHP’de “tadilat” şarttır…
Hem de temelden çatıya kadar…
a
CHP’de “tadilat dönemi”…
CHP’yi anlamak gerçekten ama gerçekten zor.
CHP’yi anlamak ve anlatmak için şimdi de çeşitli sorular ortaya atılmaya başlandı…
En son sorulardan biri..
“CHP’nin kimyasını kim bozdu veya bozuyor?”
Sadece bu soruyu ortaya atmakla iş bitse..
Burada iş bitse iyi de.
Kimyası da sorunlu…
Sadece kimyası olsa …
Fizik bozuk…
Psikoloji, hepten…
Matematik ise, 72 yıldır bozuk…
Bu süre içinde iktidara gelememiş.
Seçimleri çoğunlukla kazanamamış bir parti var karşımızda…
Bakmayın siz “ İlk defa AKP’yi ve ortaklarını geçtik ve birinci parti olduk” demelerine…
Kazanılan yerel seçim…
Özetle genel seçim değil…
“Yerel seçimi kazananın, illa ki genel seçimi de kazanır” varsayımı ne zaman ispatlandı ki?
Böyle bir örnek-emsal yok siyasi tarihimizde…
Öyle “ İlk defa birinci parti olduk” dedikten sonra ne yaptı CHP üst yönetimi…?
Veya Genel Başkanı Özgür Özel…
Düşünsenize, Genel Başkanlık koltuğunun yeni sahibinin yaptığı ilk iş ne olmalıydı?
Yeni bir vizyon mu?
Partisini iktidara taşıyacak yeni bir yol haritası mı?
22 yıldır iktidardaki partinin alaşağı edilmesi için tespit edilecek yeni rota mı?
Mevcut iktidarın “en zayıf halkalarını “ saptayıp, buna göre strateji değiştirmek mi?
Şu an itibariyle hiç biri değil.
Gene Başkanlık koltuğuna oturan sayın Özel’in yaptığı ilk iş “imaj değişikliği”… oldu
Yani gözlükleri atmak.
Bana en garip gelen şey, Özel’in gözlerini çizdirmesi ve gözlüklerini çıkarması.
CHP’de tek değişiklik tam da burada gerçekleşti.
Bay Kemal gitti, gözlüksüz Özel geldi.
Oysa CHP’de büyük tadilat gerek…
Parti başka ilkeleri dahil, tüm politikaları yeniden ele almalı…
Yeni bir yol haritası çizmeli…
Günlük içi boş polemik ve demagojik tuzaklara düşmemek gerek.
Hele hele bugüne kadar fazla üstünde durulmayan köklü-netameli- sorunlar konusunda el yükseltmemek, böyle hassas konularda bir değil iki kere düşünmek gerek…
Yanlışlar çoğaldıkça “çatlak sesler” in çıkmaya başlaması sayın Özgür Özel’in rotasını şaşırmasına neden olmamalıydı.
Özetle: “Fırtına çıktığında sizinle kalan, seni terk etmeyen insanlara yeterinden fazla değer verin. Çünkü, güneşli günlerde bütün kumsallar, tüm sahiller lebalep doludur” demiş birileri.
El hak doğrudur…
CHP’de “tadilat” şarttır…
Hem de temelden çatıya kadar…
a
Ekleme
Tarihi: 13 Kasım 2024 - Çarşamba
CHP’de “tadilat dönemi”…
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.