CHP’de “Bay Kemal” sonrası pek heyecanlı başladı.
Özgür Özel rüzgarı arkasına aldı ama geleceğe yönelik neler yapacağı,
muhalif cephede oyları nasıl arttıracağı henüz net değil.
“Daha erken, gelecek için yorum yapmak için beklemek gerek”
diyenler olabilir.
Ama Türk halkının bekleyecek gücü, laf ile geçirecek zamanı pek yok.
Önce mevcut iktidarın koltuğundan indirilmesi meselesi var ki, bunun
tek yolu seçim.
Seçim ise Kaf Dağı’nın ardında…
Yani, halk takatsiz, muhalefet çıkmazda…
Erken seçin için tek yol var:
“AKP kendi içinde bölünürse eğer TBMM’den erken seçim kararı
çıkabilir”.
Yani AKP’de çözülme…
Veya MHP’nin “birikmiş hataların tolere edilecek hali kalmadığı”
için yollara ayırmaya kalkışması…
Şu anda her iki ihtimal de zayıf…
Bu tablo karşısında muhalefetin zamana oynamasından başka çıkış
yolu yok.
Siyasette zaman çok önemli…
Zamanlama ise siyasi liderin maharetine bağlı…
Tabii yurt çapında örgütlenmenin güçlü hale getirilmesi, oy oranının
yükseltilmesi için inanılır vaatlerde bulunulabilmesi, gelecekte halka
olabilecekleri anlatmak ve ikna ederken “sahici” olunması çok
değerli…
CHP’nin çiçeği burnunda denilebilecek lideri Özgür Özel’in bir
“sihirbaz” olmadığı ortada…
İyi niyetinden de kimsenin kuşkusu yok.
İktidardaki parti ise gücü elinde bulundurduğu için her maça 1-0 önde
çıkıyor.
Kadroları ise deneyimli…
Yani “eski kaşar” kıvamında bir kadronun, baştaki liderine her gün
“Senden güçlüsü yok padişahım” dediğini düşünün.
Bu kadronun, liderine her söylediğinin yüzde 80-90’nını yaptırdığını
hayal edin.
“Tek adam rejimi” dediğimiz yönetim dediğimiz tam da böyle bir
sistem…
Aslında sadece bizde “tam böyle” denebilir.
Yoksa başkanlık sisteminin dünyadaki uygulaması ile bizdeki çok
farklı.
Bizdeki tek adamlık sistemi “arabesk” soslu, tarifi her zaman
değişebilir, “eksantrik” bir tablo arz ediyor.
Onun için yerini sağlamlaştırmış, 22 yıldır iktidar gücünü
kaybetmemiş bir güçle mücadele etmek zor.
Özetle, Bay Özgür’ün işi daha da zor…
İlerisini gerisini düşünmeden, gerekli araştırma yapmadan, iktidardaki
güce adeta koz verip “cılız ve denenmiş benzer eylemler” yapmaya
kalkışarak, bir yere varılamayacağını bilmesi gerek Bay Özgür’ün…
Tencere-tava ses verir tamam…
Işıkları açıp-kapamak bir mesajdır, ona da evet.
Ama uygulamanın etkili olup olmayacağını, karşı gücü rahatsız etmesi
gerektiğini de iyi tahmin etmek gerekir…
Öyle “raf ömrü sona ermiş” sloganlarla bir yere varılamayacağı artık
bilinmeli…
Rahmetli Bülent Ecevit’in iktidara talip olurken kullandığı “Su
kullananın, toprak işleyenindir” sloganına benzer bir çıkış yap
demiyoruz sayın Özel’e…
Ama “lambaya püf ” demekle de bir yere varılamaz…
Bu gerçek de iyi biline…