Ben Aydın'ın yerlisi değilim, ne halam kaldı, ne dayım, ne de eniştem!
Gözden uzak olunca, gönülden de ırak olduk ve zaten bazıları rahmetli oldu, bazıları da bizi unuttu!..
Onun için Özlem Çerçioğlu'na "hala", Mustafa Savaş vekilimize "Dayı" ve Haluk Alıcık abimize de "enişte" diyorum.
Ayrıca Başkan Çerçioğlu halama gerçekten de çok benziyor.
Bulabilirsem fotoğrafını kendisine yollayacağım.
Gerçek halalarımın ise bende emeği çoktur o yüzden onları çok severim ve buradan Bayramlarını kutluyorum
Akrabalara seslenme özlemimi bu şekilde gidermeye çalışıyorum.
Ne yapalım, benzin olmuş 30 lira Lüleburgaz'a git-gel dünyanın parası
Ama siz siz olun akrabayla yeyin için sakın alışveriş ticaret yapmayın
Ne demiş atalarımız: Akrabanın yaptığını kobra yılanı yapmaz adama!
Doğru söylemiş Atalarımız!..
Bir de Erman Çetin biraderimiz var ona da aslında "enişte" demem lazım, çünkü bizim memleketin kızını alıp getirmiş Aydın'a, artık nereden bulduysa Babaeskili bir hemşehrimizle evlenmiş.
Ama ben Erman'a birader diyorum, kardeş anlamında yani.
Kardeş özlemimizi de bu şekilde gidermiş oluyoruz
Öte yandan Hüseyin Aksu Başkanımızla da seçim vesilesiyle 1 ay birlikte çalıştık.
Kusura bakmasınlar ne ona ne de onun ekibindeki hiçkimseye hiçbirşey demiyorum!..
Uzak dursunlar benden, başka hiçbirşey istemem.
Zaten oldukça da uzağız, yakınlaşmayı da düşünmüyorum, düşünmüyorlar.
Onlara "Yazıklar Olsun" grubu adını taktım!..
Hiçbiriyle işim olmaz!..
Sanki oy pusulasından Aksu'nun adını ben kaldırdım ve oylarını ben saymadım!
Ahmet ağabeyimiz var bir de Sn. Ahmet Gözen'den bahsediyorum, Gazeteciler Cemiyeti'nin değişmez başaktörü, aslında bana göre Başkanı gibi.
Ona da tam olarak "Abi" diyebilirim.
Bir de Can Ataklı abimiz var ona da birşey diyemiyorum, artık bana çok kızıyor!..
Beni seven ve arada bir görüştüğümüz Can Ataklı'yı bile bana düşman etmişler Aydınlı kavruk gazeteciler ve ne bileyim kimler!..
Ulusal arkadaşlarıma kimbilir neler anlattılar hakkımda
Neler uydurdular ki, böyle oluyor!..
Gelelim toprağım Hasan Debreli'ye, yav Hasan Kardeş hep ağlıyor, hep parasızlıktan yakınıyor, gerçi ben inanmıyorum ama hadi öyle olsun, zira gazetesi düzenli olarak çıkıyor, çıkarttığı gazetenin sadece malzemelerini, donelerini topluyor yapacak olanlara ulaştırıyor ve her aşamasını başkalarına yaptırıyor.
Durum böyle olunca arkasında siyasi bir gücün olduğu apaçık ortadayken sürekli "Para yok" diye ağlaması, beni kuşkulandırıyor ve ona olan güvenimi sarsıyor, o bakımdan ona da Hasan Başkan diyorum, akrabam olarak göremiyorum.
Tam olarak güvenmediğimden böyle oluyor, zaten o da bana güvenmiyor, boş muhabbetten öte gidemedik bugüne kadar. Öyle değilmi Hasan Başkan!.. Ekspres Başkan, Ada Meclisi Başkanım!..
Haydi bakalım ver yeni sayıyı baskıya, sonrası kolay!..
Al paraları cukkala, akşam da rakıyı pompala!..
Bize de, ziyarete geldiğimizde "Votkayla, meyva suyu"nu kakala
Rakı-Balık olsa da, güzelce kafaları çeksek ya orada1..
Aydın'a 2009 yılında geldim, gelmez olaydım
Çakılı kaldım, gidemiyorum da!..
15 yıldan beri samimi olduğumuz ama boş muhabbetten öte gidemediğimiz başka arkadaşlar da var Aydın'da
Onları da gözlerinden öpüyorum, ama dostluklar böyle olmaz, çünkü kullan at dostluklarından kazananlar hep onlar oldu!
Bunlar da kendilerini akıllı, kurnaz zannedenler!..
Samimi olduklarımı yazdım, samimi olmadıklarımı yazmadım
Hoşgörü ve saygıyla kalın
Ne demiş atalarımız: Abdala "kar yağıyor" demişler, "titremeye hazırım" demiş.