İzmir'in Çernobili'nde neler oluyor?
İzmir'in Çernobili'nde neler oluyor?
İzmir Gaziemir’de; dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilmiş bir kurşun ve akü geri kazanım tesisinin bahçesinde 2007 yılında tespit edilen, Radyoaktif ve Tehlikeli Atıklar ile ilgili, kamuoyunun ise ancak 2012 yılında bir gazete haberi ile bilgi sahibi olduğu ve “İzmir’in Çernobili” olarak anılan atık alanına ilişkin süreç tarafımızca yakından takip edilmektedir.
İzmir Gaziemir’de; dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilmiş bir kurşun ve akü geri kazanım tesisinin bahçesinde 2007 yılında tespit edilen, Radyoaktif ve Tehlikeli Atıklar ile ilgili, kamuoyunun ise ancak 2012 yılında bir gazete haberi ile bilgi sahibi olduğu ve “İzmir’in Çernobili” olarak anılan atık alanına ilişkin süreç tarafımızca yakından takip edilmektedir.
İzmir Gaziemir’de; dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilmiş bir kurşun ve akü geri kazanım tesisinin bahçesinde 2007 yılında tespit edilen, Radyoaktif ve Tehlikeli Atıklar ile ilgili, kamuoyunun ise ancak 2012 yılında bir gazete haberi ile bilgi sahibi olduğu ve “İzmir’in Çernobili” olarak anılan atık alanına ilişkin süreç tarafımızca yakından takip edilmektedir.
Kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit eden atıkların bulunduğu alanın temizlenmesi, ülkeye girişi yasak olan nükleer atıkların nasıl ve nereden getirildiğinin belirlenerek kamuoyu ile paylaşılması ve sürecin sorumluları ile ilgili gereğinin yapılmasına yönelik çağrılarımız ve mücadelemiz paydaşlarımız ile birlikte 17 yıldır devam etmektedir.
23.07.2024 tarihinde alanda çalışmanın başladığı gözlemlenmiş olup süreç ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve TENMAK’ a bilgi edinme talebimiz yazılı olarak iletilmiştir.
01.08.2024 tarihinde TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, İzmir Yaşam Alanları ve EGEÇEP tarafından Karabağlar ve Gaziemir Belediye Başkanlarının, sivil toplum örgütlerinin de katılımı ile ortak bir basın açıklaması düzenlenmiştir.
Şubemiz tarafından gönderilen bilgi edinme talebine ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 13.09.2024 tarih E-66775017-622.03-10277392 sayılı cevap yazısında;
EKOVAR tarafından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Nükleer Düzenleme Kurulu’na sunulan çevresel iyileştirme planının incelemesi sonuncunda 12.07.2024 tarihinde dosyaya uygunluk verildiği belirtilmiştir.
“Söz konusu planın, radyoaktif madde ile kontamine olmuş atıkların ve tehlikeli atıkların miktarı ile bertarafı, taşınması, bu atıklarla kontamine olmuş toprağın temizlenmesine ilişkin hususları kapsadığı, radyoaktif atıkların yönetimi hususları ile ilgili mevzuat gereğince NDK’nın sorumluluğunda yer aldığı” şeklinde bilgi verilmiştir.
Çalışmaların 10.08.2017 tarihli ÇED Olumlu kararı verilen proje ve 12.07.2024 tarihinde onay verilen Çevresel İyileştirme Planına ve İş Termin Planı’na göre yürütüleceği belirtilmiştir.
24.07.2024 tarihinde başlatılan çalışmaların gaz çıkışı nedeni ile 25.07.2024 tarihinde durdurulduğu, sahadaki çalışmaların Bakanlık ilgili birimleri, NDK, TENMAK ve İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü katılımı ile oluşturulan komisyonun gözetiminde yürütüleceği, çalışmalar başladığında herhamgi bir olumsuzluk olması durumunda gerekli tedbirlerin alınacağı, olumsuzluğun muhteviyatına göre akademik rapor hazırlanması sonrasında onaylı Çevresel Temizleme Planı doğrultusunda çalışmaların devam edeceği belirtilmiştir.
Söz konusu arazideki radyoaktif ve tehlikeli atıklarla ilgili olarak, Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık’ın 22.11.2024 tarihinde dile getirdiği ve basında yer alan iddialara göre, atıkların kamyonlarla Soma’ya taşındığı ve bir çimento fabrikasında yakıldığı belirtilmiştir. Ayrıca, Sözcü Televizyonu’nda gazeteci Gökmen Ulu tarafından 29.11.2024 tarihinde paylaşılan görüntülerde sahada çalışmaların devam ettiği gözlemlenmiştir. Gerek paylaşılan görüntüler, gerekse çevre halkının devam eden şikayetleri alandaki atıkların temizlenme sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmediğini göstermekte, temizlik safhasında yeni çevre ve sağlık risklerinin oluşacağına dair endişemizi arttırmaktadır.
Çevre ve halk sağlığını tehdit eden bu atıkların bertaraf edilmesi ve rehabilitasyon sürecinin eksiksiz bir şekilde yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte tüm çalışmaların şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi, bağımsız uzmanlar tarafından denetlenmesi ve kamuoyunun düzenli olarak bilgilendirilmesi gerektiğini tekrar hatırlatıyor ve aşağıda belirtilen sorularımızı yetkili ve görevli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Nükleer Düzenleme Kurumu başta olmak üzere ilgili kurumlara soruyoruz:
Sahadan herhangi bir atığın bir çimento fabrikasına taşındığı iddiası doğru mudur? Doğru ise, bu atıkların niteliği nedir? Atıkların niteliği hangi yöntemlerle tespit edilmektedir? Bu atıkların yakılması sonucu atmosfere hangi kirleticilerin, hangi seviyelerde (kirlilik yükü) çıkacağı öngörülmektedir? Yanma sonrası oluşan atık malzemenin içeriğinde hangi kirleticiler bulunmaktadır? Bu yanmayan atık malzemeler nasıl bertaraf edilmektedir?
26.07.2024 tarihinde, bilgi edinme kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yönelttiğimiz sorulara istinaden aldığımız, 13.09.2024 tarihli ve E-66775017-622.03-10277392 sayılı yanıtınızda, gaz çıkışı nedeniyle sahadaki çalışmaların durdurulduğu ve faaliyetlerin Bakanlığınızın ilgili birimleri, Nükleer Düzenleme Kurulu, TENMAK ve İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün katılımıyla oluşturulan bir komisyon tarafından yürütüleceği belirtilmiştir. 29.11.2024 tarihinde basına yansıyan görüntülerde görülen çalışmalar, söz konusu komisyonun onayı ve denetimi dahilinde mi gerçekleştirilmiştir?
Görüntülerdeki çalışmalarda araçlara yüklenen atıklar radyoaktif özellik taşımakta mıdır? Radyoaktif olup olmadıkları hangi yöntemlerle tespit edilmiştir? Eğer atıklar radyoaktif ise, bu atıkları taşıyan araçlar, radyoaktif madde taşıma standartlarını karşılamakta mıdır?
Atıklar, tehlikeli madde içeriyor mu? Atıkların tehlikeli madde içerip içermediği hangi analiz yöntemleri ile belirlenmiştir? Eğer atıklar tehlikeli madde sınıfına giriyorsa, kullanılan araçlar bu tür maddeleri taşımaya uygunluk göstermekte midir?
Eğer atıklar tehlikeli veya radyoaktif değilse, mevzuatın öngördüğü toz kontrol önlemleri neden alınmamıştır?
29.11.2024’te kamyonlara yüklenen atıklar nereye taşınmaktadır? Atık yüklü kamyonlar, görüntülerdeki gibi üzeri açık şekilde mi taşınmaktadır?
Sahada doz hızı ölçümleri gerçekleştirilmiş midir? Eğer yapılmışsa, ölçümler mekânsal olarak kaç farklı noktada gerçekleştirilmiştir? Doz hızının mekânsal dağılımı nasıldır ve bu ölçümlerin koordinat bazlı sayısal sonuçları nelerdir? Ayrıca, saha dışında ve yerleşim alanlarında doz hızı ölçümleri yapılmış mıdır? Yapıldıysa hangi koordinatlarda hangi doz hızı değerleri ölçülmüştür?
Atıkları yükleyen, taşıyan ve işleyen işçiler ile operatörlere gerekli koruyucu donanım sağlanmış mıdır? Bu kişilere yeterli eğitim verilmiş midir ve güvenlikleri hangi yöntemlerle temin edilmektedir?
Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamanın anayasal bir hak olduğunu, bu çevreyi sağlamanın ödevleri olduğunu yetkili kurum ve kuruluşlara tekrar hatırlatıyoruz. Sorularımızın eksiksiz cevaplanmasını, hazırlanan tüm plan, analiz raporları ve belgelerin kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.